Kıyamama duygusuyla bir başkasına içtenlikle acıma veya merhamet etme sözü. Çoğunlukla küçük çocuklara yönelik kullanılır. Uğull, Oğuul gibi biçemlerde de söylenir. Gönderen : Bay Mubariz
Yenli
1-Şimarıklık yapan, laf söz dinlemeyen, kişilik vakarda hafif kalmış kişi. (nazal n ile söylenir). 2-Hafif, ağırlığı az olan. Gönderen : Bay Mubariz
Honça
Çocuğu, yeğeni olan, herhangi bir işi olumlu ve rast giden, herhangi bi yakını askerden gurbetten gelenler için veya müjdeli bir haber üzerine dağıtılan lokum, tatlı, bisküvi, kuruyemiş gibi ürünlerin genel adı. Gönderen : Bay Mubariz
Murduna
Oyun (Misket ve çeşitli sermayeli) oyunlarda çocukların sahip olduğu sermayeyi oyunda kaybetse bile kaybeden tarafın sermayesini tekrardan geri alması. Gönderen : Bay Mubariz
Gosan
Oysaki, hâlbuki ifadeleri için kullanılır. ( Goosan bende seni gittin sandım) 'n' harfi nazal olarak seslendirilir. Gönderen : Bay Mubariz
Çomaç'ta denir. Çoban ve çiftçi işi. Yufka ekmeğinin içine peynir, soğan, domates, biber, peynir, yumurta, kıyma gibi herhangi bir katık konularak yapılan dürüm. Gönderen : Bay Mubariz
Az duyan, duymazdan gelen, duyduğunu tam anlamayan. Fasulye. (Guh şerif gıı bide duymaz mangıllı) Gönderen : Bay Mubariz
Böğülce
Börülce. (Guh şerif gıı bide duymaz mangıllı böğün orucun biri akböğülce vurdun mu ocağa tesbik çeke dirle eskile.) Gönderen : Bay Mubariz
Öğgün öğgün
Yavaş yavaş, ağır ağır. Dingin yağan yağmuru anlatır. (epeyidir guraklık vardı gızım, eveligün yağmur duasına çıktılarıdı ardıca, cennet karıya doğru. bak şinci öğgün öğgün ırahmet başladı.) Gönderen : Bay Mubariz
Hora geçmek
Hoşa gitmek, işe yaramak: kolaylaştırmak. (Bugün patoz sonası akbağdan yayan geliyodum. Melidinen dolmuşcu Bekir Kurt beni köye gadar getirdi, bu yorgunluğa ipii hora geçti) Gönderen : Bay Mubariz
Kömesönü
Gelmek anlamında Köyümüz keriş, kız pınarı, cennetkarı üçgeni içinde kalan bölge: badaşlar mahallesi. (Okul müdürü Osman Hoca vardı ya gız Kömesönünde oturu) Gönderen : Bay Mubariz
Güveydaşı
Keriş caminin olduğu yer. (Osman bu gün damadın elinden horozu ben gaptım. akşama doru gız bunarında yiyelim mi?) Gönderen : Bay Mubariz
Kozluçay'ın Güneydoğu tarafında bulunan Kava(k)başı bölgesinin karşısında yer alan dağ/yayla bölgesi. (Bu gün Mastanda orman dikiminde suyu bakı bunarın dan, Zafer Bal, Serdar Keskin,Ramazan Zağlı getirdi). Mastan: 1. Koca karı kılığında ola. 2. İnsanın topuğundan kanemen ecinniler grubundan olan. 3. Halk arasında sahtekarlıkta temayüz etmiş (Sivrilmiş) kadın. Gönderen : Bay Mubariz
Kava(k)başı
Kozluçay'da Kızılımtepe'nin doğu istikametine rastlayan dağlık yayla bölgesi. (Kava(k) başına kekik ve dağçayı toplamaya gittik soona çiçekoğlu bunarında çay demledik). Kava: Başı yüksekte olan. Başı sürekli yeşil kalan. Gönderen : Bay Mubariz
Gapız
Kozluçay'ın Güneydoğu tarafında yer almakta olup Aşağı Gapız bölgesi Kanyonvari, Yukarı Gapız bölgesinin ise yayla olduğu bölgedir. (Bugün orman dikiminde yukarı gapızdaydık emmi) Gönderen : Bay Mubariz
Zararı dokunan kişiye yapılan ölmesi istekli ilenç, beddua sözü. (Yıprak! yerle alasıca nolcak o yapmıştır gene) Gönderen : Bay Mubariz
Muşuldamak
Genelde uyurken, yemek yerken, nefes alıp verirken zorlanmak, tuhaf anlamsız ses çıkarmak. (Öndü gün davette yemek yerken muşuldadı durdu zati) Gönderen : Bay Mubariz
Ebişmek
Çocuğu sırtına almak, sırtlamak. (Anası ağlayan çocuğunu ebişerek götürdü) Gönderen : Bay Mubariz
Mankırmak
Bağırmak, Böğürmek, Bağırarak Ağlatmak ( bi görsen yıktı ortalığı, aaşama gada mankırdı durdu! ) Gönderen : Bay Mubariz
Rasgele, başıboş, gelişigüzel iş, söz veya eylem. (Ta tavıya kızmı istenir be) Gönderen : Bay Mubariz
Üzniyet
İnanmamak, ikna olmamak. (Şu dilenci gadına bak be param yok diyom ünziyet olmuyo) Gönderen : Bay Mubariz
Ayın oyun
Bozukdüzen, karışık, karmakarışık, olur olmaz, boşa giderme, acayip, baştan savma, gelişigüzel. (Sünepe adam doğru işmi yapar hiç, ayın oyun yaptığı her işi tekrardan biz yaptık) Gönderen : Bay Mubariz
Lak lak
Sevilecek yaştaki çocuk grubunu eğlendirmek için bir yetişkinin sırtüstü yere yatarak ayaklarını havaya kaldırmadan önce, ayaklarını çocuğun göğsüne koyup, ellerinden tutarak yükselttikten sonra hareket ettirme/sallama şeklindeki oyuna verilen isim. (Ne biçim lak lak yapıyon çocuğu düşürme sakın) Gönderen : Bay Mubariz
Asarcık
Bir işin yoğun yapıldığı, Bir işin öğretildiği yer. (Asarcıktaki "Cennet Karının" altındaki dut ağacının altında gölgelendi) Gönderen : Bay Mubariz
Örselemek, hırpalamak, tenhada kıstırmak. Karıştırmak, harmanlamak. Köpek için ısırmak. Gönderen : Bay Mubariz
Guğurdamak
Henüz konuşamayan bebek/çocukların uyanıkken kendi kendilerine anlamlı anlamsız ses çıkarması. Gönderen : Bay Mubariz
Mefrat
Uzun, kalın, ağır. (Şuna bak len mefrat gibi ağır ha, 10 adam dutsa galdıramaz emin ol. bu gavağı geçen yaylada Paşaoğlu Iramazanın baçasından kestiydik.) Gönderen : Bay Mubariz
Tiksindirecek şekilde kılık kıyafette, işte ve kullanılan araç gereçte kullanıma mani olacak kirlilik. (Ne o atletinin hali yoraklı gibi toprağın içinden mi çıkardın onu) Gönderen : Bay Mubariz
Hasba yiyesice
Tiksinç (Çıban, yara gibi) şeylerin yenmesi kastıyla söylenen ilenme sözü. beddua. Gönderen : Bay Mubariz
İri yarı, büyük, kuvvetli, kocaman. (Geçen gızılın depeye gaçtıgını gördüydük de ardından gitmedik, hakkından mı gelinir hiç. Zaaplı bir canavarıdı. "kurt" ) Gönderen : Bay Mubariz
Alem aldırmak
Velveleye vermek, bağırıp çığırmak, olay çıkarmak. (Bizim tavuklar gomşunun baçasını gimiş eşelemişmiş. sen misin sahip çıkmayan di hekesin içinde dimediğini bırakmadı. bi gösen alem aldırdı ortalığı) Gönderen : Bay Mubariz
1- Eğrilmiş duvarların altından uzatılan ağaç destek (Oğlum hasan eline bir çivi al "şu" ağacın altına bi eli böründe ağaç vur yoğsa depemize düşcek bu çatı , beş adama güvencene bi çiviye güvenir insan) 2-Kimsesiz, yalnız kalan, boynu bükük insan. 3-Eğreti, gelip geçici. Gönderen : Bay Mubariz
Gümüşün damlama gibi yapmak
Çok temiz yapmak, iyi temizlenmiş, pak olmuş. (Zülfiye davet gazanlarını gümüşün damlama gibi mi yaptın? - Şerife (Çalık gızı) Gönderen : Bay Mubariz
Dıılamak
Tavuk, keklik gibi kanatlı grubunun koşar adımı. ( kümesin gapısını açtığım gibi dııladı gittiler, meğer açımış tavıklar.) Gönderen : Bay Mubariz
Büngüldemek
Pınar veya herhangi bir kaynaktan (topraktan) çıkan suyun kabarması, coşması. Gönderen : Bay Mubariz
Debil Dübül
Yalpalayarak, Dengesiz, sarsak, sendeleyerek, el yordamıyla, tökezleyerek (yürüme) Gönderen : Bay Mubariz